Başlangıç ve Bitiş Tarihi
24 Haziran 2016-23 Haziran 2018
Koordinatör
Dr. Ulaş Avşar
Bütçe
157,846 Avro
Türk Ortaklar
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Desteklendiği Program ve Alan
Marie Sklodowska Curie Alanı (Tüm Çağrılar)Desteklendiği Çerçeve Program
Ufuk2020
EASTMED-PALEOTSUNAMI projesinin amacı, Türkiye’nin güney ve günaybatı kıyıları boyunca yeralan lagün sistemlerinin sedimanter istiflerini inceleyerek Doğu Akdeniz’de yaklaşık son 2000 yıldır hangi...
Bilimsel Çıktı/Ürün/Kazanım
2004 ve 2011 yıllarında meydana gelen Sumatra (Endonezya) ve Tohoku (Japonya) tsunamileri, tüm dünyaya tsunamilerin hayatlarımızı ve altyapı tesislerimizi nasıl tehdit edebileceğini göstermiş, ve yerbilimcilere tsunami tehlike analizleri için gerekli olan paleotsunami çalışmalarının önemini bir kez daha hatırlatmıştır. Tarihsel kayıtlarda güney Ege ve Levant denizlerinde son 2500 yılda 17 adet tahrip edici tsunamiden bahsedilmesine karşın, bölgedeki eski tsunamilerin jeolojik kayıtları ile ilgili şimdiye kadar yapılan çalışmaların sayısı ve niteliği tsunami tehlike analizlerine güvenilir bilgiler sağlamaktan oldukça uzaktır. Ufuk 2020 Marie Skłodowska-Curie Aksiyonları kapsamında finansal desteği sağlanan EASTMED-PALEOTSUNAMI projesi, Türkiye’nin güney ve günaybatı kıyıları boyunca yeralan altı adet lagün sisteminin sedimanter istiflerini inceleyerek Doğu Akdeniz’de kapsamlı bir paleotsunami kronolojisi kurulmasına yönelik ciddi bir adım atmayı amaçlamaktadır. Böylece, sismik tehlike analizlerinde olduğu gibi, tsunami tehlike analizleri için temel bilgi kaynağı olacak veriler elde edilecek ve Türkiye dahil Doğu Akdeniz’deki tüm ülkelerin hangi derecede tsunami riski ile karşı karşıya olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Küresel Ölçekli Büyük Sorunlarla Mücadele
Tsunamiler diğer birçok dogal afetin aksine oldukça uzak mesafelerde hasara sebep olabilmektedir. Örneğin, Japonya açıklarında tetiklenen 2011 Tohoku tsunamisi Japonya’da sebep olduğu hasarların yanısıra 7500 km uzakta Pasifik Okyanusu’nun doğu kıyılarında yeralan Californiya kıyılarındaki limanlarda da hasara sebep olmuştur. Tsunamilerin sebep olduğu bir diğer hasar ise yeraltı suyunun ve tarımsal toprakların deniz suyu baskını yüzünden kirlenmesidir. Bu kirlilik tsunami sonrası dönemde mahsul üretimini oldukça düşürebilmektedir. 2004 Sumatra tsunamisi sonrasında yapılan çalışmalar, tarım alanlarındaki tuzlu su kirliliğinin 1 yıl kadar sürdüğünü, ayrıca yeraltı suyundaki tuzlu su kirliliğinin ise 10-15 yıl kadar sürebileceğini göstermiştir. Tsunamiler, deniz mahsullerinin büyük bir bölümünü elde ettiğimiz kıyısal ekosistemlere de ciddi zararlar vermektedir. Yüksek enerjili tsunami dalgaları özellikle kıyı alanlarında bulunan balıkların üreme sahalarına zarar vermekte ve hatta sudaki besin dengesini dahi değiştirebilmektedir. Bu etkiler kıyısal ekosistemlerdeki besin zinciri üzerinde on yıllarca sürebilmektedir. Kısacası, tsunamiler sebep oldukları can kayıplarının yanında, şehirlere ve altyapı tesislerine, ve hatta gıda üretimine dahi zarar verebilmektedir. Bu açıdan bakıldığında, Nil Deltası ve Çukurova gibi büyük çapta tarımsal üretim alanlarını ve dünya denizcilik trafiği açısından oldukça değerli olan Süveyş Kanalını barındıran Doğu Akdeniz’de, büyük ölçekli ve uluslararası ekonomik ve yaşamsal sorunlar yaratabilecek tsunamilerin geçmişte hangi sıklıkta gerçekleştiğinin araştırılması oldukça önemlidir.